8 Mart 2009 Pazar

KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİMİ

KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİMİ

Geçen hafta “SORU SORMAK…“ başlıklı yazımı “Önümüzdeki haftalarda dünyanın ve ülkemizin “evrensel” ve “ulusal” sorunları üzerine soru sormaya, düşünmeye devam edeceğiz. “ diye bitirmiştim.

21. Yüzyılın başında dünya krizlerle boğuşuyor. Küresel ekonomik kriz, enerji krizi, küresel ısınma ve iklim değişikliği… Bu krizlerin birbirleriyle bağlantıları var. Ayrıca bu krizlerin bir başka yönü ise dünyayı kasıp kavuran savaşlar, işgaller, terör eylemleri olarak da karşımıza çıkıyor. İşte bunlar dünyanın evrensel sorunlarını oluşturuyor. Bu dünyada yaşayan herkesin olağan koşullarda bu evrensel sorunlara ilgi duyması, bu konularda yapılanlar hakkında bilgi sahibi olması, çözüm için soru sorması, düşünmesi, araştırması, tepki göstermesi gerekir ama gerçekte hiç de böyle olmuyor…

Açlıkla boğuşan ülkelerin insanları da, ekonomik kriz nedeniyle işsiz kalan kapitalist ülke yurttaşları da dünyanın bu can alıcı sorunlarına ne yazık ki bir futbolcunun transferine, bir sinema yıldızının eşinden ayrılmasına duyduğu ilginin binde biri kadar bile ilgi duymuyor… Bu ilgisiziliğin nedeni nedir diye sormak gerekiyor… Dünya insanlarının dünyanın evrensel sorunlarına ilgisizliğinin nedeni bu konulardaki bilgi eksikliğidir. Dünya yurttaşlarının bu konulardaki bilgi eksikliğinin sorumlusu ise dünya kitlesel iletişim araçlarını, haber kaynaklarını, ajansları, televizyonları, yazılı medyayı elinde tutan uluslararası kapitalist şirketlerdir… Dünyanın bu evrensel sorunu ile ilgili bilgiler ve çalışmalar akademik çevreler ve bu konulara ilgi duyan çevreci hareketlerle sınırlı maalesef.

Küresel ısınma nedir ? Sera gazları, sera etkisi nedir ? İklim değişikliği nedir ? Küresel ısınma ve sera gazlarının iklim değişikliği üzerindeki etkileri nedir ? Küresel ısınma ve iklim değişikliği dünyayı ve insanları nasıl etkliyor ? Bu konularda bilim adamları ne yapıyor ? Ya devletler ve siyasi liderler ne yapıyor, ya da yapmıyor ? Dünyayı nasıl bir gelecek bekliyor ? Küresel ısınma ve iklim değişikliğinde Türkiye ne kadar ve nasıl etkilenecek ? Bu konularda bireysel olarak neler yapabiliriz ? Buna benzer yüzlerce soru sormak mümkün… Ancak bütün bu soruların yanıtlarını bu sütunlarda vermek ise takdir edersiniz ki mümkün değil. Bu konularda çok kısa özetler vererek gündelik yaşamın sorunlarından evrensel sorunlara dikkat çekmek istiyorum.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda çalışma yapan bilim insanlarının saptamaları ve ön görüleri kısaca şöyle… Bir web sayfasından özet alıntılar…


“ Küresel ısınma nedir ?

İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor. İklim sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan sera gazları, güneş ve yer radyasyonunu tutarak, atmosferin ısınmasında başlıca etkendirler. Sera gazlarının bulunmaması durumunda yeryüzünün sıcaklığının bugüne göre 30oC daha soğuk olacağı hesaplanmıştır. Son yıllarda atmosferde çeşitli insan aktivitelerinden kaynaklanan nedenlerle karbondioksit, metan, ozon ve di azot monoksit gibi gazlardan oluşan sera gazları, yeryüzü sıcaklığında belirgin artmalara sebep oluyor. Sera etkisinin artması, troposferin ısınmasında, stratosferin de soğumasında en önemli etken olarak gösteriliyor.

Dünya sıcaklığı değişiyor

Küresel ısınmanın etkisi, hava sıcaklıklarının dünyanın her yerinde artması biçiminde olmayacak. Sıcaklığın artış oranı, orta enlemlerde ve ekvatorda, kutuplardakinden daha farklı olacak. Örneğin ekvatorda, bu artışın, dünya ortalamasının çok altında olacağı tahmin ediliyor. Aslında bu ısınma, dünya iklim sisteminde köklü değişimlere ve aşırılıklara yol açacak. Öyle ki, dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınlar gibi hava olaylarının şiddeti ve sıklığı artarken, bazı bölgelerde de uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme olayları etkili olabilecek. Bunun yanında, sıcaklık artışının kışları, yazlara göre birkaç derece fazla olması bekleniyor. Benzer bir durum, geceyle gündüz arasında da görülecek. Gece sıcaklarındaki artış, gündüz sıcaklıklarındaki artıştan fazla olacak. Bu durumda karalar, geceleri eskisi kadar soğumaya fırsat bulamayacak. Yazla kış, geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkının azalması, bütün dünyadaki rüzgâr çeşitlerini etkileyecek; fırtınaların yoğunluğu, gücü ve rotaları değişecek.
Yağış dönemleri, miktar ve türlerinin değişmesiyle artan sıcaklık, daha çok buharlaşmaya ve buna bağlı olarak da daha çok bulut oluşmasına yol açacak. Kısaca söylemek gerekirse, dünyanın iklimi daha sıcak, daha nemli ve bol yağışlı olacak.

Yeni yağış düzeni

Küresel ısınmanın önemli etkilerinden olan iklim kuşaklarının kayması sonucu, yağmur kuşağı kuzeye doğru genişleyecek. Ancak bu genişleme sonunda yağışlar her bölgede artmayıp, belli bölgelerde yoğunlaşacak. Güney Avrupa'daki yaz yağmurları azalırken, Amerika, Avrupa ve Asya'nın 55 Kuzey enleminin yukarılarında kar yağışı artacak. Daha güneyde kar yağışı azalırken, yağmurlarda bir artış olacak; karın toprakta kalma süresi azalacak. Şiddetli yağmurlar daha sık yağacak ve daha çok su bırakacak.Sağanak yağışların artışı, yüzey nemliliğini ve bitki örtüsünü etkileyecek. Bunun sonucunda suyun toprakta süzülmesi azalacak, seller artacak. Yeni yağış düzeni, ekilebilecek alanların kuzeye doğru genişlemesine yol açacak. Dağlardaki buzullar ve kar örtüsünün azalmasından dolayı, hidrolojik sistemler ve toprak yapısı çok etkilenecek.

İnsan da tehlikede

Küresel ısınma, kalp, solunum yolu, bulaşıcı, alerjik ve diğer bazı hastalıklara sebep olacak. Sürekli sıcak hava, seller, fırtınalar gibi hava olayları, psikolojik rahatsızlıklar, hastalıklara ve ölümlere yol açacak. Yeni alanlara yayılan böcekler ve diğer hastalık taşıyıcılar, bulaşıcı hastalıkların çoğalmasına neden olacak. Hava sıcaklığının artması ve su kaynaklarındaki azalma, kolera tipi hastalıkları yaygınlaştıracak. Üretimdeki bölgesel azalmalar sonucu, açlık ve kötü beslenmede artışlar görülecek. Böcek yumurtalarının ölmesini sağlayan gece ve kış soğuklarının hafiflemesi, önemli bir sorun olacak. Kimi bölgelerde şiddetli kuraklık dönemlerinin ardından gelecek aşırı yağışlar, virüs mutasyonlarının artmasına, buna bağlı olarak da sıtma gibi hastalıkların yayılmasına neden olacak. Öte yandan tarım bitkilerinde görülen hastalıklarda da sıcaklıkla birlikte artış gözlenecek.

Buzulların erimesi ve sıcaklık artışı, okyanuslardaki suları genleştirip, denizlerin seviyesini yükseltecek. Deniz seviyesinin yükselmesi, kıyılardaki toprak kaybının yanı sıra, kıyılara yakın temiz su kaynaklarının denizle birleşmesine neden olacak. Artan buharlaşma yüzünden göl ve ırmaklarda meydana gelecek su kaybı, 21. yüzyılın en önemli meselelerinden biri olacak. Tatlı su kaynaklarının kalitesinde, tuzlu su karışımı nedeniyle azalma olacak.

Tarım, turizm ve diğer ekonomik aktiviteler bu durumdan olumsuz etkilenecek; gelişmekte olan birçok ülkede yerli halkın beslenme ve yakıt kaynakları yok olacak. Yüksek deniz seviyesi, yüksek gel-git, kuvvetli dalga ve tsunami gibi riskli doğa olaylarına sebep olacak. Deniz seviyesindeki yükselmesiyle düz alanlar seller altında kalarak, kıyılardaki üretim alanları zarar görecek. Bunun sonucu milyonlarca insan kıyı alanları ve küçük adalardan göç edecek. Kurak bölgelerdeki çiftçiler daha çok sulama yapıp, daha fazla tarım ilâcı kullanacaklarından, bu bölgelerde tarımsal etkinliklerin maliyeti artacak. Gelişmekte olan ülkelerin kurak ve yarı kurak alanları, bazı kıyı alanları, deltalar ve küçük ada gibi bölgeleri tehlike altında kalacak. Kırsal alanlarda doğal kaynakların verimliliğindeki gerileme sonucu, kırsal alandan kente göç hızlanacak “


(http://www.iklim.cevreorman.gov.tr/Gazi/kuresel_isinma.htm)

Son yıllarda Biyologlar Derneği tarafından her yıl başka bir üniversitede düzenlenen Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongrelerine katılıyorum. Bu kongrelerde bu konuda çalışma yapan bilim insanlarının bildirilerini dinliyorum ve çok şey öğreniyorum. Bu konudaki yayınları izlemeye çalışıyorum.

Bu konulara merak duyacak okurlarıma Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU’nun iki kitabını tavsiye ediyorum… “ Bildiğiniz Havaların Sonu-Küresel İklim Değişimi ve Türkiye” “ 99 Sayfada Küresel İklim Değişimi”

İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ 11 MART 09

Hiç yorum yok: