1 Ocak 2012 Pazar


01.01.12

Yeni yılın ilk yazısına bir itirafla başlamalıyım . Geçen yıl blogumu çok ihmal ettim… Bu blogu okuduğunu bildiğim dostlarımdan özür diliyorum.

Bu ihmalin nedenleri arasında öncelikle tembelliğim geliyor elbet. Bir de bu ülkede yaşanan olaylar… Yaşanan olaylara ilişkin siyasi iktidarın, sözüm ona parlamenter muhalefetin düzeysiz tartışmaları… İnsanların dini inançlarını ticaret ve siyasete malzeme olarak kullanan cemaat ve tarikatların ülkedeki etkinlikleri… Bu cemaat ve tarikatların denetiminde yalakalığın sınırlarını zorlayan yandaş medyanın, yargının, üniversitelerin teslimiyetçi tavırları… Cemaat faşizminin bitmeyen operasyonları ve davalarına karşı duyarsız insanların seçimlerdeki tercihini inadına bu olumsuzlukları sürdürmekten yana kullanmaları… Bendeki yazı yazma isteğini yok etti. Bu koşullarda yazı yazmak içimden gelmiyor.

Geçen yıl ki yeni yıl yazıma “ YENİ YIL VE YENİ UMUTLAR “ başlığını uygun görmüşüm. Geçen yıl ki ilk yazımda umut olarak gördüğüm ve hazırlıklarına bir yıl önceden başladığım Hindistan-Nepal-Sri Lanka gezisiydi. Bu geziyi 16 Eylül – 30 Ekim tarihleri arasında tam da planladığımız gibi hiçbir aksilik olmadan gerçekleştirdik. Onun için geçen yıl umutlarım gerçekleşti…

45 gün süren bu gezimde yeni ülkeler, yeni kentler, yeni insanlar tanıdım. Bol bol fotoğraf çektim. Bu gezim sırasında ülkemdeki yukarda saydığım olumsuzluklardan mümkün olduğunca uzak kaldım. Ama tümüyle kaçıp kurtulmak asla mümkün değil. Bu gezinin sonunda izlenimlerimi anlatırken şu değerlendirmeyi rahatlıkla yapıyorum. Biz bugüne kadar sadece Batı’yı (ABD ve Avrupa) dünya olarak tanımışız. Batı’nın değerleri, Batı’nın kültürü, Batı’nın yaşam biçimi okullarda, medyada, iş yaşamında bize öğretilmiş, benimsetilmiş, bazen de dayatılmış… Oysa dünya sadece Batı’dan ibaret değil… Orada, Doğu’da bambaşka bir dünya var. Bizim tanımadığımız, bilmediğimiz Doğu’nun yaşam biçimi, değerleri, kültürü, inançları Batı’dan çok farklı. Bu gezilerin sonucu olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Artık bana Doğu, Batı’dan daha yakın…

Bu gezide Hindistan’ın kuzeyinde Delhi, Jaipur, Agra, Kajuraho, Varanasi kentlerini , güney batısında Kerala ve Goa eyaletlerini ve güney doğusundaki Tamil Nadu eyaletinin Chennai kentini gezdim. Hindistan’ın kuzey komşusu Nepal’i ve güney komşusu Sri Lanka’yı da gezdim, gördüm, fotoğrafladım. Bu üç ülkenin farklı kentlerinde değişik izlenimlerim oldu ama bir de ortak izlenimim var. O da bu üç ülkenin inanç ağırlıklı bir toplumsal yapılarının olduğudur. Bölgesel ve kentsel değişiklikler dışında Ortadoğu merkezli üç kitaplı-peygamberli dinlerden İslamiyet ve Hıristiyanlık toplam inanç içinde yüzde onların altında. Yahudilik ise eser miktarda. Buna karşılık Hinduizm yüzde yetmişbeşler düzeyinde. Yüzde sekiz-on civarinda Budizm yaygın. Azınlık düzeyinde Janistler, Sihler, Yezidiler ve diğerleri var. Tapınaklarını ve inananlarını gördükten tanıdıktan sonra din konusundaki düşüncelerimde, yargılarımda değişiklikler oldu. Bu çok ayrı bir yazının konusu.

Bu gezide en çok etkilendiğim yer ise hiç kuşkusuz Hindistan’ın Kerala eyaleti oldu. Hindistan gezileri için rehber kitapları ve internetteki web sayfalarını okurken Goa için hep şu uyarı ile karşılaştım. “Hindistan Goa değil. Goa Hindistan değil.” Kuzey Hindistan’ı gördükten sonra bu saptamanın ne denli doğru olduğunu anlıyorsunuz. Kerala’yı gördükten sonra ise Goa Hindistan değilse Kerala hiç değil…

50 yıldan fazla geçen yılın Nisan ayındaki son seçimlere kadar ( bu seçimleri iki sandalye farkla kaybettiler) Hindistan Komünist Partisi (Marksist) tarafından yönetilen Kerala’nın her yerinde kızıl bayraklara, orak-çekiçli duvar yazılarına, Marks-Engels-Lenin’li parti afişlerine rastladıkça ne kadar farklı bir dünyada olduğunuzu anlıyorsunuz…

Kısacası 11 yılındaki 45 günlük Hindistan, Nepal ve Sri Lanka gezisinden çok sayıda fotoğraf ve değişik anılarla döndüm. Öncelikle en kısa zamanda bu gezi fotoğraflarını blogumda paylaşacağım. Zaman buldukça da anılarımı yazmaya çalışacağım.

Çizerini bilmediğim için adını yazamadığım ama internette görüp çok beğendiğim bu karikatürü –çizerinin emeğine saygı duyarak ve hoş görüsüne sığınarak) sizinle paylaşıyorum. Yeni yılda; Uyuyanlara, uyutanlara inat uykusuz kalmaya, okumaya, araştırmaya, gezmeye, görmeye ve düşünmeye devam edenlere selam, sevgi ve saygılarımla.