2 Ağustos 2009 Pazar

EGE AKŞAMLARINDA KLASİK MÜZİK DİNLEMENİN KEYFİ


Turgutreis D-Marin 5. Klasik Müzik Festivali

*

Fazıl Say-Patricia Kopatchinskaja-İbrahim Yazıcı

*

Turgutreis D-Marin'de akşam

*

Piyanist Hande Dalkılıç

*

Festival izleyicileri
*

Festival izleyicisi
*
EGE AKŞAMLARINDA KLASİK MÜZİK DİNLEMENİN KEYFİ

22-25 Temmuz tarihlerinde Doğuş Grubu’na ait Bodrum Turgutreis’teki D-Marin’de düzenlenen “Klasik Müzik Festivali”nin 5.incisini izleme olanağı buldum. Festival kapsamında düzenlenen 7 klasik müzik konserinin tamamını ( 3 “Gün Batımı Konseri” ve 4 “Gece Konseri” ) izledim.

İlk konserden başlayarak izlenimlerimi kısaca yazarak dostlarımla paylaşmak istedim. Festivalin “Açılış Konseri” İbrahim Yazıcı’nın şefliğini yaptığı İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İDSO) eşliğinde Fazıl Say – Patricia Kopatchinskaja konseriydi. Açılış konseri hem festival organizatörlerini hem de klasik müzik severleri katılım açısından çok sevindirdi. Çünkü marinanın çekek alanında oluşturulan konser alanında 4500’ü biletli olmak üzere yaklaşık 5 Bin kişi vardı. Bu 5 Bin kişi muhteşem bir konser izledi. Öncelikle İDSO yaylı ve nefesli sazların dengeli uyumu ile harikaydı. Şef İbrahim Yazıcı ise çok genç ve sempatik bir orkestra şefi.

Konserin solistlerinden piyanoda Fazıl Say’ı yazı ile anlatmak mümkün mü ? Piyanosu ile konuşan ve de piyanosunu konuşturan Fazıl Say piyano çalmıyor ki piyanosu ile sevişiyor adeta. Şef İbrahim Yazıcı ikinci bölümün başında açıklamasa piyanonun tuşlarından birinin koptuğunun kimse farkına varmayacaktı. Fazıl Say kendisine benzeyen müthiş yetenekli ve çok genç bir kemancı Patricia Kopatchinskaja’yı partner olarak seçmiş. Patricia Kopatchinskaja’da kemanıyla konuşan ve kemanını konuşturan bir sanatçı. O kemanı ile sevişmiyor adeta kavga ediyor.

Hele konserin son bölümünde İDSO sahneden çekildi. Sahnede sadece üç kişi kaldı. Piyano’da Fazıl Say , çıplak ayaklı kemancı Patricia Kopatchinskaja ve dinleyici şef İbrahim Yazıcı. Fazıl ve Patricia’nın konserin bu bölümündeki şovları 5 Bin kişiyi kelimenin tam anlamıyla mest etti. Gece yarısında, yıldızların altında yaşanan bir konser miydi yoksa bir rüya mı ? Anlamak, anlatmak mümkün değil. Eminim bu şanslı 5 Bin seyirci ertesi güne kadar bu rüyadan uyanamamıştır.

Festivalin ikinci gününe “Gün Batımı Konseri” nde Piyanist Hande Dalkılıç’ı dinleyerek başladık. Güneş Ege’nin öte yakasında adalar üstünde güne veda ederken genç piyanist Hande Dalkılıç’ın piyanosundan tanınmış Türk bestecileri Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin ve Muammer Sun’un ortaya saçılan notaları hafif rüzgarın etkisiyle Ege’nin iki yakasına dağılıyordu. Herkese açık bu konserlerin izleyici profili çok ilginçti. Her ulustan ve her yaştan klasik müzik izleyicisi benim dikkatimi çekti. Üçlü bir bebek arabasındaki ikizlerden ülkemizin 80 yaşını aşmış ünlüleri Halit Kıvanç ve Yıldız Kenter bu akşam konserlerinin devamlı izleyicileri arasındaydı.

Festivalin ikinci “Gece Konseri” nde bu kez İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın şefi Azerbeycanlı Yalçın Adıgezelov’du. Bu konserin solisti Çinli Sun Huang’ın Türk izleyicisi ile ilk kez buluşturduğu müzik aletinin adı “Erhu” (Arhu olarak okunuyormuş !) ise gecenin sürprizi idi. Tanıdığımız hiçbir müzik aletine benzemeyen bu müzik aletinden çıkan sesler gerçekten büyüleyiciydi. Çin’de klasik müzik orkestralarında “baş kemancı” konumunda bu müzik aleti ile yer alan Sun Huang gerçekten hem çok yetenekli hem de çok sempatik bir sanatçıydı. Bütün müzikseverleri kendine hayran bıraktı. Türk klasik müzik izleyicisini yeni bir enstrüman ve sanatçıyla tanıştıran Turgutreis D-Marin Klasik Müzik Festivali “müzik eğitimi” işlevini de görüyordu.

Bu arada eğitim demişken bir konuyu daha aktarmalıyım. Doğuş Grubu festivalde satılan biletlerin ücretlerini masraflara karşılık kendine ayırmıyor. Peki ne yapıyor ? Festivalin bilet gelirleri Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’ne “enstrüman bağışı olarak gidiyormuş. Ne kadar takdir edilesi bir davranış…

Festivalin üçüncü gün “Gün Batımı Konseri” nde İzmir Barok Orkestrası vardı. Tüm müzisyenleri İzmir Devlet Opera ve Balesi’nde görev yapan barok melodilerle klasik müzik izleyicisini gece konserine hazırlıyordu. Gece konserinde “Şefi olmayan orkestra” olarak bilinen 12 kişilik virtüöz müzisyenden oluşan “Il Musici di Roma” topluluğunun çaldığı kemanlar müzisyenlerin de, bestecilerin de, eserlerin de önüne geçiyordu. Nasıl geçmesin ki sahnedeki müzik aletlerinin en genci 120 yaşındaydı.Yapım tarihi 1600 olan bir keman 20’li yaşlarını yaşayan genç bir kemancının elindeyken insanın aklına o an neler neler geliyor… Il Musici di Roma festivalde bize heyecanlı bir gece yaşattı.

Festivalin son günü “Gün Batımı Konseri” nde Piyanist Zeynep Üçbaşaran’ı dinledik. Liszt, Mozart ve Chopin’den seçtiği parçalarla Zeynep Üçbaşaran klasik müzik severlerin beğenisini kazandı.

Festivalin son konserinde sahnede Viyana Halk Operası Senfoni Orkestrası vardı. Avusturya Halk Danslarından örnekler sunan iki genç dansçısı ve adını öğrenemediğimiz yaşlı ve sempatik şefin şovuyla belleklerimizde yer etti…

Kısacası dostlar bu yıl Temmuz’un son haftasında Turgutreis D-Marin 5. Klasik Müzik Festivali’nde çok keyifli 4 gece geçirdim. Avrupa Festivaller Birliği’ne (EFA) de kabul edilen bu festivale emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Ben gelecek yıl için programımı bu festivale göre yapacağım. Tüm klasik müzik sever dostlarıma da öneririm.