10 Aralık 2007 Pazartesi

KYOTO’YA EVET !





Aslında bizim medyamız tüm dünyayı ilgilendiren yaşamsal konulara yer vermek yerine magazin haberlerine daha çok yer verse de ve siz bu konuyla özel olarak ilgilenmeseniz bile son yıllarda televizyonlarda,gazetelerde iklim değişikliği,küresel ısınma,kuraklık haberlerinin,tartışmalarının arttığının farkında olmalısınız.

Dünyamız ve geleceğimiz büyük bir tehlike altında.Bu dünyanın duyarlı insanları,bilim insanlarının uyarıları ile insanlığın kendi felaketini ve sonunu hazırladığının farkına son 30 yılda vardı.Felaketin boyutlarını farketmeyenler ise sadece dünya sorunlarından habersiz büyük kitle değil dünyamızı kirleten başta ABD olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin dünyayı yönettiğini sanan yöneticileridir.

Dünyada küresel ısınma,iklim değişikliği,kuraklık haberlerinde son cümle mutlaka Kyoto Protokolüne,Kyoto Sözleşmesine,Kyoto’yu imzalayan ülklere ve imzalamayan ülkelere gelir.

Nedir bu Kyoto Sözleşmesi ?

Bu gazetenin ve yazının sınırları içinde kısaca anımsatalım.

Küresel ısınmanın önlenmesi için hazırlanan ilk uluslararası belge olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 1992’de Rio’da yapılan Yeryüzü Zirvesi sırasında imzaya açıldı ve 21 Mart 1994’te yürürlüğe girdi.Küresel ısınmanın önlenmesi için sera gazlarının sınırlandırılmasını öngören bu çerçeve anlaşmanın bağlayıcılığı yoktu.

UNFCCC’nin yürürlüğe girmesinden sonra her yıl BM tarafında konferanslar (COP) düzenlenmeye başladı ve bu konferansları üçüncüsünde Japonya’nın Kyoto kentinde Kyoto Protokolü kabul edildi.Kyoto Protokolü,taraf olan sanayileşmiş ülkelere,2008-2012 yılları arasında 1990 seviyesine göre belirli bir sera gazı indirimi hedefine ulaşmayı şart koşar.Ortalama % 5,2 olan bu indirim hedefi ülkelere göre değişir.En yüksek hedefe sahip Avrupa Birliği,% 8’lik sera gazı indirim hedefini kabul etmiştir.

Kyoto Protokolü,bilim insanlarının küresel ısınmayı önlemek için gerekli olduğunu açıkladıkları düzeyin (2030’a kadar % 60,2050’ye kadar % 80-95) çok altındadır.Üstelik sorumlu ülkeler bu hedeflere ulaşmak için gereken önlemleri almamaktadır.Bu ülkelerden tüm dünya sera gazı emisyonlarının % 25’inden tek başına sorumlu olan ABD’nin ve % 1,5’luk paya sahip olan Avustralya’nın imzalamaması nedeniyle protokol yara almıştır.

Kyoto Protokolü’nü neredeyse tüm dünya ülkeleri imzaladı.Geçen haftaya kadar Kyoto’yu imzalamayan üç ülke vardı.ABD,Avustralya ve Türkiye !

Bu ülkelerden Avustralya’da çevre tartışmalarının damgasını vurduğu seçimler yapıldı.Kyoto Protokolü’nü imzalamamakta direnen John Howard Hükümeti gitti ve Avustralya’nın yeni başbakanı Kevin Rudd,hükümetin ilk icraatı olarak Kyoto Protokolünü onayladı.

Böylece sanayileşmiş ülkelerden bu protokolü imzalamayan tek ülke ABD kaldı.Sanayileşmekte olan ülkelerden de tek ülke Türkiye !

Türkiye çerçeve sözleşmenin imzaya açıldığı Rio zirvesinde Başbakan Süleyman Demirel tarafından üst düzeyde temsil edildiği halde sözleşmeye imza atmamıştır. Bir OECD ülkesi olduğu için çerçeve sözleşmenin Ek-1 listesinde yer alan Türkiye, sözleşmeyi imzalamak yerine listeden çıkmak için lobi yapmayı tercih etmiştir.

Türkiye küresel ısınma konusunda her zaman çok yavaş davranan,uluslararası mekanizmaların çevresinde dolaşmaya ve zaman kazanmaya çalışan bir ülke olmuştur.Sözleşmenin getirdiği en önemli yükümlülük olan sera gazı envanterini ancak 2006 yılında,yani sözleşmenin imzalanmasından 14 yıl sonra Birleşmiş Milletler’e sunabilen Türkiye’nin,bu envanterde 1990-2004 yılları arasında sera gazlarını 170 milyon tondan 357 milyon tona çıkardığı,yani % 110 artışla rekor kırdığı ortaya çıkmıştır.Bu rakamlarla % 1,3’lük paya sahip olduğu ve dünyanın en fazla sera gazı üreten 13.ülkesi olduğu ortaya çıkan Türkiye,geçen hafta Avustralya’nın da imzalaması ile tüm dünyada Kyoto’yu imzalamaktan kaçan iki ülkeden biridir.

ABD ve Türkiye !

Gelecek hafta Endonezya’nın Bali adasında BM İklim değişikliği konferansı yapılacak.

Bu konferans öncesi iklim değişikliğine,küresel ısınmaya duyarlı milyonlarca insan 8 Aralık Cumartesi günü dünyanın tüm kentlerinde seslerini duyurmak için sokaklardaydı.Dünya kentleriyle eş zamanlı olarak 8 Aralık Cumartesi günü İstanbul Kadıköy Meydanı’nda Küresel Eylem Grubu’ (KEG) nun öncülüğünde binlerce insan bir araya geldi.

BM Bali Konferansı öncesi Hükümetin Kyoto’yu imzalayarak ABD’nin yanında tek ülke kalmanın utancından kurtulmasını istedi.

ABD’den izinsiz tek adım atamayan bu hükümet bu hafta Kyoto’yu imzalayarak bir sürpriz yapabilir mi ?

Emperyalist şirketlerin Kazdağları’nı yok etmesine seyirci kalan,dünyayı kirleten fosil enerjiler (kömür ve petrol) yerine rüzgar ve güneş enerjileri için hiç bir adım atmayan,bunun yerine Nükleer enerjide çözüm arayan,ormanları yakanları teşvik etmek için 2B yasasını çıkarmakta ısrar eden,göstermelik ağaçlandırma kampanyaları düzenleyen bu hükümetin ABD’den izin almadan Kyoto’yu imzalaması mümkün değil ama insan safça da olsa umut etmek istiyor.

8 Aralık’ta ben de Kadıköy’de idim.Dünyamızın geleceği,çocuklarımızın,torunlarımızın geleceği için Hükümetimizin Kyoto’yu imzalamasını isteyenlerin sesine sesimi kattım.İkisini burada paylaştığım fotoğraflar çektim.

Bir yurttaş olarak bir de buradan haykırıyorum...

KYOTO'YA EVET !

KYOTO'YU İM-ZA-LA !

İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ - 12 ARALIK 07

Hiç yorum yok: