23 Şubat 2009 Pazartesi

SİYASET BATAKLIĞI

SİYASET BATAKLIĞI

29 Mart 09 yerel seçimlerine şunun şurasında bir ay kaldı… Bu yerel seçimleri kazanmak için siyasi partilerimiz harıl harıl çalışıyor… Hem de ne çalışma… Ortalık toz duman… Partilerimizin bu çalışmaları sanmayın ki kentlerimizin, beldelerimizin sorunlarını çözmek için… Yok canım kimsenin ne ülke sorunu, ne kent sorunu, ne belde sorunu var… Varsa yoksa satılığa çıkarılmış Belediye Başkanlığı, Belediye ve İl Genel Meclis Üyeliklerine ait koltuklardan birini kapabilmek için kıyasıya bir yarış, kıyasıya bir kavga… İşte bu yarış ve kavganın tozu dumanı ortalığı kaplamış durumda. Bu yarış ve kavganın hiçbir kuralı da yok… İstediğin yerden vur. Kafasına, gözüne… Hatta belden aşağısına…

Bu kuralsız, vahşi yarış ve kavga bana bir şey hatırlatıyor… Hani bazı mağazalar satışlarını arttırıp ekonomik krizden kurtulmak için fiyatlarını yarı yarıya düşürüp açılışlar yapıyorlar ve bizim gözü aç tüketicilerimiz de akşamdan mağaza önünde beklemeye başlıyor. Sabahın 05’inde açılan mağazadan bir mal kapabilmek için birbirlerini eziyorlar, 15 dakika içinde mağazanın mallarını yağmaladıkları gibi kapı pencerelerini de kırıyorlar… Mağazada yağmalanacak mal bulamayanlar vitrindeki cansız mankenleri bile kucaklayıp sokağa fırlayınca ortaya çıkan görüntülerini televizyonlardan izlemiş olmalısınız… Bana bu yerel seçimler işte bu vahşi yağmayı anımsatıyor…

Bir Belediye Meclis üyeliği koltuğu kapmak için parti arkadaşını, mahalle komşusunu kırıp geçirenler, parti ilkesi filan tanımayanlar sağdan sola bir parti rozeti kapmak için türbanlı, çarşaflı ailelerini de arkalarına takıp ortalığa döküldüler… Bu tür kişilerin o Belediye Meclis üyeliği koltuğunu kapınca kentlerine, beldelerine hizmet getirmek için çalışacaklarını mı sanıyorsunuz ?

Ülkemiz iktidarlar tarafından satılıyor… Kentlerimiz, beldelerimiz yerel yönetimlerdeki Belediye Başkanları ve Belediye Meclis üyeleri tarafından yağmalanıyor… İşte Ankara’daki, İstanbul’daki imar yolsuzlukları adına ortaya saçılan pis kokular nereden geliyor ? Belediye Başkan adayları son dakikada istifa ediyor. Belediye Meclis üyelikleri için parti genel merkezi ile kavga eden il başkanları istifa ediyor. Ne var bu Belediye Meclis üyeliğinde ? Ne yağlı börekmiş
bu… Herkes onun peşinde.

Bu yarışa kentlerine, beldelerine hizmet için katılan birkaç istisna dışındakiler alınmasın ama maalesef çoğunluk kendi kesesini doldurmak için oradalar… Bu konuda parti ayırımı da yapmıyorum… AKP’lisi de, CHP’lisi de, MHP’lisi de, DSP’lisi ve DTP’lisi de aynı. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu koltuk kavgasının diğer adı da “benden öncekiler yükünü tuttu, sıra bende…” kavgasıdır.

Ha bu arada buna “demokrasi yarışı” diyorsanız, ya da “siyaset budur” diyorsanız bana göre yanılıyorsunuz… Bu Belediyede bir koltuk kapma kavgası ne demokrasi için ne de siyaset için yapılıyor… Yasalara, kurallara uyulmadan yapılan bu kavgayı demokrasi ve siyaset olarak görmek ancak saf dillik olur.

Ben yıllardır ülkemizde izlediğim bu kör döğüşünü hiçbir zaman siyaset olarak görmedim. Bunun adı olsa olsa siyaset bataklığıdır. Bu insanı insanlığından çıkaran, insanlığından utandıran kavganın tozu dumanı, siyaset bataklığından gelen kokunun görüntüsüdür.

Bu hafta bu siyaset bataklığını yazmaya günler öncesinden karar vermiştim. 22 Şubat Pazar günü Sayın Başbakanımız Adıyaman’da bakın ne diyor.

“ Onlar kendi çamurları içerisinde kaybolmaya başladılar. Bize çamur atmak isterken, kendileri boğazlarına kadar batağa gömüldüler. Şimdi, çırpındıkça batıyorlar. Hem kendileri çamura saplandı hem de yandaş medyaları çamura saplandı. “

Sayın Başbakan kendisi ve ekibinin de aynı siyaset bataklığının içinde olduğunun her halde farkındadır. Yani bu sözler biraz da kendini tarif ediyor. Bu siyaset bataklığına saplanıp da orada temiz kalmak mümkün mü ?

Daha önce de yazdım… Tarikatlara dönüşen siyasi partiler, tarikat şeyhlerine dönüşen siyasi parti liderleri ve şeyhin her dediğini yapan , şeyhine her şeyiyle teslim müritlere dönüşen siyasi parti üyelerinin bu kavgasının yarattığı siyaset bataklığından elbette böylesi pis kokular gelecek. Siyaset bataklığında nilüfer çiçekleri açmaz ki …

***

23 Şubat Pazartesi sabah saatlerinde bu yazıyı yazarken eski İznik Kaymakamı Hüseyin AVCI’nın vefat haberini aldım. İznik’te bulunduğum sırada tanıma olanağı bulduğum, zaman zaman çok iyi anlaştığımız, zaman zaman tartıştığımız Hüseyin AVCI’nın ailesine ve İzniklilere baş sağlığı dileklerimi sunarım.

İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ 25 ŞUBAT 09

Hiç yorum yok: