DOĞUŞ Gazetesi’ni zorunlu olarak sizlerden biraz gecikmeli olarak okuyorum.DOĞUŞ’a yeni arkadaşlar yazı yazmaya başladı.DOĞUŞ’un eski ve yeni yazarlarını ilgiyle okuyorum.Gazeteyi alır almaz öncelikle okuduğum iki yazar var.Sevgili Remzi GÜLTEKİN ve yeni arkadaşımız Soner İLHAN.Bu arkadaşları öncelikle okumamın nedeni ise yazılarında İznik haberlerine ağırlık verdikleri içindir.
Remzi GÜLTEKİN’in yazılarında “bir dokun bin ahh işit…” misali İznik’in bitip tükenmez sıkıntıları,yerel yöneticilerin vurdumduymazlığını okumak bana kendimi İznik’te hissettiriyor.Remzi Usta’nın yazıları içerik olarak sıkıntılı ama üslup olarak ürettiği çiniler kadar güzel…Remzi Usta,beynine, kalemine sağlık.Ben buralardan sesini duyuyorum.İnşallah bir gün duyması gerekenler de duyacaktır…Yılmadan yazmaya devam et lütfen…
Yeni arkadaşımız Soner İLHAN’da İznik’in sorunlarını belli ki çok iyi biliyor.İznik’ten gözlemleri,soruları ile İznik’in çağdaş bir kent olmak yerine nasıl köye dönüşen,giderek gerileyen bir kasaba olarak kalışını bizlere yansıtıyor.Bana biraz 2005 yılı başında Çarşamba Sohbetleri Grubu’nda gündeme getirdiğimiz “ kent kimliği,kentlilik bilinci,kent arşivi,kent müzesi” konularını anımsatıyor.Soner İLHAN arkadaşımız her halde o tarihlerde İznik’te değildi.O tarihlerde bizim bu toplantılarımıza katılmış olsaydı demek ki kendisinden çok yararlanacakmışız…
İznik’te sadece sorunları saptamak,hatta fotoğraflamak bile işe yaramıyor.İznik yerel yönetiminde bulunanlar bunlara gülüp geçiyor.Çünkü onların İznik diye bir derdi yok…Çağdaş bir kent nasıl olur,nasıl yönetilir,neler yapılır,neler yapılmaz onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor.Onların ne Türkiye’deki ne de dünyadaki kentlerden haberi var…Bilim,kültür,sanat kavramlarını hiç duymamışlardır bile.Böyle olunca da bu yerel yöneticilerin çağdaş bir İznik düşünmesini,hayal etmesini beklemek biraz safdillik olur.Çünkü onlar ülkede ve İznik’te nasılsa çoğunluğu ele geçirdiler ya…Üstelik ne ülkede ne de İznik’te muhalefet de yok…Soru soran da yok,hesap soran da...Oraya kim otursa bu kasabayı yönetir.
Soner İLHAN arkadaşımın bu gazetede 19 Eylül tarihinde yayınlanan “İZNİK’TE BİR HAFTA SONU” başlıklı yazısını ilgiyle okudum.Arkadaşımız İznik’i çağdaş bir kent olarak hayal ediyor,kültür ve spor aktivitelerinin yoğun olduğu bu kentte yaşamanın ve hafta sonu program yapmanın güçlüklerinden bahsediyor.
Halil Ergün Kültür Merkezi’ndeki fotoğraf sergisine mi gitsin,K.Eryılmaz yüzme havuzuna mı gitsin,basket maçına mı gitsin…
Güzel bir hayaldi doğrusu.Böyle bir kentte ömrümün son demlerinde Lefke Kapı’ya yakın olsun diye ben de yaşamak isterdim…
Aslında her şey hayal etmekle başlar.Umarım hayallerin gerçek olur sevgili Soner İLHAN…Umarım aynı hayalleri bir gün İznik Belediye Başkanı da, iktidarı,muhalefeti ile Meclis üyeleri de kurar.Ya da İznik’i yeniden yönetmeye talip olacak siyasi partilerin İznikli yöneticileri de kurar.Çağdaş bir kenti,çağdaş İznik’i hayal etmek böyle bir kenti kurmak için işe başlamanın ilk adımıdır.
Umarım İznik’in rahat koltuklarında horlayanlar da bir gün uyanır ve bu kasabadaki görevlerinin farkına varırlar.Hayallerin için teşekkürler sevgili Soner İLHAN…
Okurlarımın,dostlarımın ve tüm İzniklilerin Şeker Bayramı’nı kutlarım.
İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ – 10 EKİM 07
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder