19 Ekim 2007 Cuma

KAZDAĞLARI ALTINA KURBAN EDİLEMEZ !

Bugünlerde Kazdağları’ndan bir çığlık yükseliyor.

Duyuyor musunuz ?

Bu bir öfke çığlığı…Bu bir destek çığlığı…Bu bir yardım çığlığı…Bu bir birlik çığlığı…Bu bir doğayı koruma çığlığı…Bu bir vatan toprağını savunma çığlığı…Bu zeytincilerin çığlığı…Bu bir insanlık çığlığı…Bu küresel emperyalizme karşı bir direniş çığlığı…

Eğer bu çığlığı duymuyorsanız,kulaklarınızda bir problem var demektir.Bu çığlığı yüreğinizde hissetmiyorsanız insanlığınızda sorun var demektir.Eğer bu çığlığı duymuyorsanız,siz küresel emperyalizmin doğa yağmacısı şirketlerinin ortağısınız demektir.

Siz bugün Kazdağları’ndan yükselen bu çığlığı duymazsanız yarın sizin çığlığınızı da duyacak kimse kalmaz…

Kazdağları’nın çığlığını duyun ! Bu çığlığı duyurun…”…ve artık yeter !” deyip bir çığlıkta siz atın ne olur…

DOĞUŞ olarak bu hafta bu çığlığı size duyurmaya çalışacağız.Bu kez Kazdağları Bergama köylüleri kadar yalnız ve çaresiz değil.Bölgenin tüm kişi ve kuruluşları ayakta.Birlikte hareket ediyorlar.Şimdiden ulusal basında bu çığlığı duyan bir çok yazar bu çığlığı duymayanlara duyurmak için yazılar yazdı.

Ben Hüseyin AY olarak bu çığlığı 10 yıl öncesinden duydum.

Bu gazetede 24 Aralık 97’de yazdığım yazımı burada tekrar yayınlıyorum.


19 Kasım 1997 tarihinde yayınlanan Antalya Mektubu’nda Bergama Köylülerinin topraklarında siyanürlü altın aramak isteyen Eurogold şirketine karşı verdikleri mücadeleyi kutlamış ancak Eurogold Türkiye’den tümüyle gitmeden bayram yapmamalarını yazmıştım.Bu Antalya Mektubu’na başlarken önümde Hürriyet Gazetesinin iki haberi var.Sadece başlıklarını veriyorum :

Hürriyet 25 Kasım 1997 : EUROGOLD KAZ DAĞI’NDA

Bergama’da siyanür yöntemiyle altın madeni işletmek isteyince uluslararası çevre mücadelesi ile karşı karşıya kalan Eurogold,şimdi de Çanakkale’nin Kaz Dağları’nda altın aramaya başladı.

Hürriyet 27 Kasım 1997 : İDA,DİKEN ÜSTÜNDE

Bergama örneğinden hiçbir ders almamış görünen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın,Eurogold Firması’na Kaz Dağı eteklerinde altın arama izni vermesi,yöre halkını ayaklandırdı.

*
Benim Kaz Dağı’nı (mitolojideki adıyla İda Dağı) ne çok sevdiğimi bilen dostlarım bu iki haberin beni nasıl etkilediğini tahmin edebilirler.1990 lı yıllarda nerdeyse geleneksel hale getirdiğimiz Mayıs ayında Kaz Dağı yürüyüşlerimizde, bu dağı kuzeyden güneye,doğudan batıya geçişler yaptık.Her defasında en az iki gece kamp yaptığım,kamp ateşi etrafında dostlarımla söyleştiğim,her yürüyüşte birkaç kez yolumuzu kaybettiğimiz,yıldızlarının altında uyuduğum,kır çiçeklerinin yüzlerce fotoğrafını çektiğim,1775 metrelik Sarıkız zirvesinde huzur bulduğum,zirveye yakın buzullar içinden fışkıran sarı çiğdemlerine aşık olup şiirler yazdığım,havasıyla,suyu ile Kaz Dağı’nın benim yaşamımda ve anılarımda çok ayrı ve özel bir yeri vardır.Her yürüyüşümüzün ya başlangıç ya da bitiş noktası Bayramiç ilçesinin Evciler Kasabasıdır.Burada Ayazma olarak bilinen kamp yerinde 1996 yılının Kurban Bayramında başlangıç kampını yapmıştık.Ne güzel bir piknik ve kamp yeridir.İşte tam da bu noktadan siyanürle altın aramaya başlıyormuş Eurogold.

Anlaşılan 1998 Mayıs ayında Kaz Dağı’na, Evciler Ayazma’ya kamp yapmaya değil Eurogold’a karşı eylem yapmaya gideceğiz dostlarımla.

Hazır mısınız dostlar ?

Bu doğa düşmanı uluslararası Eurogold şirketine hangi siyasi,hangi bürokrat ne gibi çıkarlar karşılığında izin verir merak ediyorum.Bu şirkete Bergama deneyinden sonra Kaz Dağı’nda da siyanürle altın arama izni verenlerin,aklından,namusundan,insanlığından şüphe ediyorum.”


10 yıl önce bu satırları yazmışım…10 yılda neler değişti ? Şimdi Kazdağları’nda neler oluyor ? Bunları da gelecek hafta yazacağım.

İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ - 24 EKİM 07

Hiç yorum yok: