12 Şubat 2011 Cumartesi

12 Şubat 11’in gündemi ve tartışması :
MISIR’DA DEVRİM (!)
TÜRKİYE’DE DARBE (!) Mİ ?


12 Şubat 11 Cumartesi sabahı internetten gazeteleri okuyorum.

Mısır halkı Kahire’nin Tahrir (Kurtuluş) meydanında 18 gündür meydanı terk etmeden “Mübarek Defol !” diye bağırdı.

Mübarek sözler verdi, oyaladı ama yetmedi. Nihayet dün 30 yıllık Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek istifa etmek zorunda kaldı.

18 gündür televizyonlardan canlı olarak izlediğimiz Tahrir meydanında dün akşam da Mısır halkının zafer gösterileri vardı.

Mısır’da yaşananlara bazıları “DEVRİM” diyor.

Devrim nedir, ne değildir ? Ben bilmem ki… Çünkü ben hiç devrim görmedim, devrim günlerinde hiç yaşamadım.

Sahi devrim nedir ? Sadece bir diktatörün devrilmesi devrim sayılır mı ?
Diktatör devrildikten sonra ne olacak ? Yeni diktatörler mi gelecek ? Arkasından demokrasi de, özgürlük te gelecek mi ? Kapitalizm de yıkılacak sosyalizm de olacak mı ? Ya hukuk nasıl olacak ? Çağdaş ve evrensel hukuk mu ? Yoksa şeriat hukuku mu ?

Bu karikatür ne demek istiyor acaba ?





Mısır Türkiye gibi mi olacak, Türkiye Mısır gibi mi olacak ?

Ne bileyim ben…

Ya bekleyelim görelim. Ya da bir bilene sorup öğrenelim.

Ya kardeşim Mısır’ı bırak Türkiye’ye bak…

12 Eylül’den (ister 80’deki darbesi anla ister 10’daki referandumunu anla) uzağa gitme. Yaşım gereği bende unutkanlıklar olabilir. Onun için 30 yıl öncesine değil sadece bugün okuduğum gazeteleri anlamak için 5 ay önceki referanduma kadar gidebilirim.

12 Eylül 10 referandumunda kim “evet”, kim “yetmez ama evet” kim “hayır” demişti… O dönem herkes konuştu. Arşivlerde vardır.

Peki 12 Eylül referandumunda ne değişti ?

Uzun adlarını yazmayayım – yerim dar- HSYK ve AYM’nin yapısı değişti. Bu kurumlara yeni üyeler seçildi. Nasıl seçildi ? Ne bileyim ben ? Ben kavundan, karpuzdan, rakıdan,şaraptan anlarım. Hakim, Savcı seçmekten anlamam. Anlayanlar seçti işte…

Yargı bağımsız oldu mu ? Elbette oldu. Artık sanıklarla beraber avukatlarını da tutuklayıp atıyorlar içeri.

Bu arada müebbetlik katilleri serbest bıraktık. Özgür kuşlar gibi uçup gittiler doğal ortamlarına.

12 Eylül 80 darbecilerinden hesap soruldu mu ? Yok canım kimin haddine Kenan Paşa’dan hesap sormak…

İşçilere sendikal özgürlük verildi mi ? Torba Yasası çıkardık ya… Buna direnen işçilere de bedavadan biber gazı sıktık ya… Daha ne yapalım ?

Öğrenciler mi ? Onlar çok mutlu… Polislerimizin sıktıkları bedava suyla yıkanıyorlar, mutluluktan polisin önünde uzun eşek bile oynuyorlar.

Bir başka mutlu kesim de sanatçılar… Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar. Sonra da ucube heykeller, resimler yapıyorlar.

Köylüler mi ? Onlara bedava mazot verdik yine de zarar ettiler. Sebzeleri döküp hayvanlarını sattılar. Şimdi icralarda sürünüyorlar. Tarım bitti. Çin’den sarımsak, Arjantin’den kasaplık hayvan ve et ithal ediyoruz. Fedakarlığımızı yine de anlamıyorlar.

Esnaflar mı ? Onlarda kapatsınlar küçük dükkanlarını, bakkallar süper market, demirciler fabrika açsın…

Canımız ciğerimiz polislerimize askerliği kaldırdık. Askerlikten yırttılar yani…

Askerleri de Silivri’ye topladık. Paşalarımız orada darbe-marbe düşünmeden okey oynasınlar, kağıt oynasınlar. Torunlarını sevmeseler de olur…

Üniversitelerimizde türbanı da serbest bıraktık. Seçimden sonra yeni Anayasa yapıp türban özgürlüğüne çarşaf, burka özgürlüğünü ekleyeceğiz. Bu özgürlükleri hem de sınırsız yapacağız. İlkokul, ortaöğretim, kamu ayırımı da kalkacak.

4 ay sonra da yaz ortasında seçim yapacağız. Mecliste susturduğumuz muhalefeti meydanlarda da susturacağız ve onları seçim sandığına gömeceğiz. Bize referandumdaki yüzde 58 yetmez. Yüzde 60 veya 70 le tek başımıza tek parti olarak yeniden iktidara geleceğiz. 8+4 = 12…

Daha Mısır ve mübarek olmamıza çook var…

Rüya mı görüyorum ? Saçmalamaya mı başladım.

Ben gazeteleri yanlış mı okudum. ? Yoksa yanlış mı anladım ?

Bir de siz okuyun bakalım. Ne anlayacaksınız ?

Devrim nedir ? Darbe nedir ?

Kahire hangi ülkenin başkenti ? Ya İstanbul nerenin başkenti ?

Ya bir de Pensilvanya vardı ama neredeydi unuttum…

Ama Türkan Saylan’ı unutmam…

En iyisi yatıp uyumalı… Daha seçime 4 ay var. Hava çok sıcak olmaz ise gider oyumu kullanır vatandaşlık görevimi yaparım.

Amaan gerisi beni aşar –mı- ?



Hiç yorum yok: