19 Mayıs 2008 Pazartesi

UTANMAK ÜZERİNE

*

Uzunca bir süredir İznik’te yaşamadığım için yazılarımın konularını İznik değil genel siyasal ve sosyal konular oluşturuyor. Bilinçli olarak İznik’te olup bitenleri yazmıyorum. Ama bir İznikli olarak kasabamda neler olup bittiğini çeşitli kanallardan izlemeye çalışıyorum.

Ünlü şair Kavafis’in “Kent” şiirinde “ …bu şehir arkandan gelecektir…Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda…” dediği gibi nereye gitsem İznik beni bırakmıyor. İznik arkamdan geliyor…

En son 26 Aralık 07 tarihli yazımı İznik’ten yazmışım. İznik üzerine bir yazı yazmak istiyordum ama başka konuda. DOĞUŞ’ ta bir süredir ilgiyle izlediğim Soner İLHAN arkadaşımın “Dördüncü Yılın Sonunda Belediye” yazı dizisi hakkında yazacaktım. Soner İLHAN arkadaşımın emeğine, kalemine sağlık. İznik Belediyesi’nin 4 yıllık icraatını uzun uzadıya kanıtlarıyla birlikte yazmış. Arada atladığı çok konu da var. Yazılanlara İznik Belediyesi’nin bir yanıt verip vermediğini bilmiyorum. Benim sözüm Soner İLHAN arkadaşıma. Benim görüşüme göre İznik Belediyesi’ni bu kadar uzun uzadıya yazmaya gerek yoktu…

Bana göre mevcut İznik Belediye yönetimi, iktidarı ve muhalefeti ile (Metin Aydemir hariç) benim son 50 yılda tanıdığım, gördüğüm en başarısız, en beceriksiz belediye yönetimidir…

Gelelim yazının başlığındaki “ Utanmak “ konusuna…
Geçen hafta İznik’in web sayfalarında ve yerel basında “ YOKSA MİNAREDEN UTANIYOR MUSUNUZ ? “ başlıklı bir haber dikkatimi çekti…

Kendilerini “Biz İznik Halkı Olarak, İznik Halkının tercümanı olarak, “ tanımlayan İznik’in AKP serdarı olan iki arkadaş Ayasofya’nın restorasyonu kapsamında yapılan minareyi beğenmemişler… Restorasyon adı altında müteahhide yaptırılan minareyi “Bu Müslüman Türk Milletine Hakaret” olarak görmüşler ve de “Bu İznik’e ve İznik Halkına yapılmış bir Hakarettir.” buyurmuşlar…Bu iki kişilik İznik Halkını ve İznik Halkının gerçekten tercümanlarını kutluyorum…Hiç değilse ilçede olup bitenle, hiçbir sorunla ilgilenmeyen CHP, MHP ve diğer muhalefet partileri gibi sessiz kalmayıp düşüncelerini açıklamışlar ve yetkililere iletmişler.

Fotoğraflarını gördüm. Gerçekten İznik’in bu en ünlü tarihi eserine yakışmayan, estetikten uzak, kelimenin tam anlamıyla çirkin gecekondu minaresi gibi bir şey çıkmış ortaya…Bu çirkinlikle ilgili söyleyeceğim çok şey var da ilk aklıma gelen soruyu sorayım.

Bu çirkinlik anıtı oraya yapılıncaya kadar İznik’in yöneticileri neredeydi acaba ? Proje aşamasında bu garabeti görüp itiraz etmediler mi ? Yaptığı restorasyonlarla övünen, övülen İznik Kaymakamı proje aşamasında bunu göremedi mi ? Eşrefzade Camii’nin inşaatında kazma kürek poz veren Belediye Başkanı bu projeyi merak edip hiç görmedi mi ? Bu çirkinlikten ilk utanacaklar bu yöneticilerimiz değil mi ? Ya adı var kendi yok Bursa Koruma Kurulu’na ne demeli ? Böyle mi koruyacaksınız tarihi eserleri ?

Bu çirkinliği hazmedemeyen arkadaşlara ve hazmeden yerel yöneticiler ile diğer siyasi partilere söylenecek çok söz var… Öncelikle İznik’in 30 yıllık yerel gazetesi DOĞUŞ’u okusunlar, incelesinler. Önce güncel olduğu için Ayasofya’dan başlayayım…Sadece geçen yıl yazdıklarımı anımsatıyorum.

14 Şubat 07 tarihli DOĞUŞ’un bu köşesinde “ACEMİ BERBER FIKRASI ve RESTORASYON REZALETİ !” başlıklı yazımda Milliyet Gazetesi’nden bir haber aktararak sözü bizim Ayasofya’ya getirmişim. Aydın’ın Didim ilçesinde bir kilisenin restorasyon adı altında nasıl tahrip edildiğini örnek gösterdim. Aynı yazımın sonunda işte yazdıklarım :

İznik’te de bazılarının alkışlarla karşıladığı tam bir restorasyon seferberliği yaşanıyor.Bu restorasyonların bilimsel kurallara ve yasalara uygun olarak yetkililerin denetiminde yapılmasına elbette hiçbir itirazımız olamaz.Yapanları biz de alkışlarız…

Ancak önceki uygulamaları, Şeyh Kudbeddin Camii, Kırgızlar Türbesi örneklerini gördükten sonra doğrusu yetkisiz, bilgisiz, kural tanımaz kişiler ve şirketler tarafından yapılacak bu restorasyonlara kuşkuyla yaklaşıyoruz…

Yerel basından öğrendiğimize göre İznik’in en önemli tarihi eseri bir dünya mirası olan 1700 yıllık Ayasofya’nın restorasyonu da İznik Köylere Hizmet Birliği tarafından yaptırılacakmış…Bu ülkede Vakıflar Genel Müdürlüğü ne iş yapıyorsa…

Didim’de 200 yıllık kiliseyi restorasyon adına tahrip edenler gibi umarım İznik’in Ayasofya’sını da tahrip etmezler ve benzer haberler okumayız. Ben şimdiden uyarayım dedim. Eğer bu restorasyon işi yetkililerin kontrolünde ehil insanlar tarafından yapılmayacaksa, sırf birilerine iş çıksın, para kazansınlar diye yapılacaksa, tarihi eserimiz tahrip edilecekse hiç yapılmasın daha iyi…”


Bitmedi.

5 Aralık 07 tarihinde yazdıklarımdan :

“Bu arada yerel ve bölge basınında Ayasofya Müzesi’nin restorasyon ihalesinin yapıldığını, restorasyonun yakında başlayacağını okuyorum.
Restorasyon adı altında Kırgızlar Türbesi’nin mezarlarını yok edenlere hiç güvenim yok. İznik’in en eski tarihi eseri Ayasofya Müzesi’ni de restorasyon adı altında, 1700 yıllık mozaik ve freskleri tahrip ederek, burayı da camiye çevirmelerinden kuşku duyarım.”


Son olarak 26 Aralık 07 tarihinde yazdıklarımdan :
“Ayasofya’nın restorasyonundaki ilk göze çarpan olumsuzluk ise yapının önüne ve cadde tarafına çekilen çirkin perde. Binanın önünü kapatan bu çirkin perde nedense arkasına çekilmemiş…Yani yarısı perdeli yarısı perdesiz. Aslında hiç olmasa daha iyi olacak…

İzniklilerin bu Ayasofya restorasyonunu dikkatle izlemelerini öneririm. Bakalım yarım perdenin arkasından ne çıkacak ?”



Ayasofya’nın minaresinin çirkinliğini hazmedemeyen İznikli arkadaşlar, yerel yöneticiler ve siyasi partiler Şeyh Kudbettin Camii’nin restorasyonundaki çirkinlikleri (cami ve minare kapılarını, konulan Bizans sütunundan kazınılan haçı vd.) nasıl hazmettiniz ? Yazıları ve fotoğrafları DOĞUŞ arşivinde var.

Ya Kırgızlar Türbesi’nden mezarları kaldırıp içi boş sandukaları İznik halkına, Kırgız yetkililerine mezar gibi gösterip kandırmak Müslümanlığa hakaret değil de nedir ? Ben kendi adıma olayı TBMM’ne kadar taşıdım. Fotoğrafları, yazıları her şey DOĞUŞ arşivinde var. Ne Hükümeti, ne Valisi, ne Kaymakamı bir tek satır yanıt veremedi. Olayı hazmettiler. Örtbas ettiler. Ya siz nasıl hazmettiniz ?

İznik’teki restorasyonlarla ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki…Ben bildiklerimi söyledim,yazdım. Söylemeye de yazmaya da devam edeceğim…

Son olarak bir öneri…Belediyemiz geçmiş yıllarda İznik Dörtyol’a anıt dikmeye uğraşıyordu. Alın size Dörtyol’a anıt…Hatta İznik’in amblemi de değiştirilmeli ve bu yeni anıt İznik’in sembolü olmalı. Bu anıttan utananlar ve utanmayanlar ne dersiniz ? İznik’e yakışmaz mı ?

İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ - 21 MAYIS 08

Hiç yorum yok: